Güzergah ve Tur İçerik Bilgisi ( 5 Gün )

1. Gün ( DİYARBAKIR-ULU CAMİ-DİCLE VADİSİ-ON GÖZLÜ KÖPRÜ-ELAZIĞ-HARPUT KALESİ – PERTEK - MUNZUR VADİSİ-OVACIK – MUNZUR GÖZELERİ TUNCELİ )

Sabah Antalya-Diyarbakır uçuşumuz sonrası valizlerimizi alarak bizi bekleyen araçlarımıza binip Diyarbakır merkeze doğru yola çıkıyoruz. Uygun bir mekânda yöresel ürünlerle kahvaltımızı yapıyoruz (Extra)

Ardından aracımıza binerek, sonrası Güneydoğu’nun en eski ve köklü kenti Diyarbakır'ı gezmeye başlıyoruz.  Yaklaşık 2000 yıllık tarihe sahip Diyarbakır Surları’ nı ziyaret ediyoruz. Sur içinde bulunan Diyarbakır konaklarının tipik örneklerinden biri olan ve aynı zamanda ünlü yazarımız Cahit Sıtkı Tarancı’nın doğup büyüdüğü konağı ziyaret ediyoruz. Edebiyat dünyamızın önemli isimlerinden 35 yaş şiiri ile tanınan, Cahit Sıtkı Tarancı’nın 4 Ekim 1910'da doğduğu ve şu anda müze olarak hizmet veren evi, aynı zamanda Diyarbakır sivil mimarisinin de en güzel örneğidir. Ardından İslam dünyasının beşinci Harem-i Şerifi kabul edilen Ulu Cami’yi ve Hasan Paşa Hanı’nı geziyoruz. Sonrasında Sur içerisinde İslam tarihinin en eski camilerinden ve V. Haremi Şeriflerinden olan Diyarbakır Ulu Camii gezip, 1500 yılında Akkoyunlu beylerinden Kasım Bey tarafından inşa ettirilmiş Dört Ayaklı Minare’ yi görüyoruz. Yapım tarihi ve yaptıran uygarlığın bilinmediği, 9000 yıllık bir tarihe sahip olduğu bilinen Diyarbakır surlarının dört ana kapısından biri olan Mardin Kapı' ya ulaşıyoruz. Rehberimizin anlatımından sonra verilen serbest zamanda dileyen misafirlerimiz alışverişlerini yapıp Yöresel yemeklerden yeme imkânı buluyorlar. Serbest zaman sonrasında aracımıza binerek Keçi Burcunu, Hevsel Bahçelerini, Dicle Köprüsü olarak ta bilinen 1065 tarihinde Mervaniler döneminde Ubeyd oğlu Yusuf isimli bir mimar tarafından inşa edildiği üzerindeki kitabeden anlaşılan On Gözlü Köprü’ yü panoramik olarak rehberimizin anlatımları eşliğinde görüyoruz. Yaklaşık 2,5 saatlik bir yolculuk sonrasında Elazığ’a varıyoruz. Elazığ’da Ala Mescidi, Kurşunlu Camiini ve Eski Hamamı gezdikten sonra Harput Kalesini fotoğraflayıp sonrasında Öğle yemeği için mola veriyoruz. Mola sonrasında yolumuza Pertek istikametinde devam ediyoruz. Keban Baraj Gölü kenarında bulunan Pertek’te; şehir merkezinde baraj suları altında kalmaktan Orta Doğu Teknik Üniversitesi Restorasyon Bölümü tarafından taşları numaralandırılmak suretiyle kurtarılan Sungur Bey Camii ve Çelebi Ağa Camilerini görüyoruz. Pertek’ten feribotumuza binerek Murat Irmağı’nın kıyısındaki bir tepenin üzerinde inşa edilen ve yine bölgenin Keban Baraj Gölü suları altında kalması sonucu bugün bir ada üzerinde yer alan Pertek Kalesi’ni seyrederek kısa süreli bir yolculuk yapıyoruz.  Feribottan indikten sonra Doğu Anadolu Bölgesi’nin Tunceli sınırları içerisinde yer alan 1971 yılında milli park ilan edilmiş hektarı 42.674 olan Munzur Vadisi Milli Parkı'na geçiyoruz. Tunceli il merkezinden yaklaşık 8 kilometre sonra başlamakta ve Ovacık ilçesi ile Tunceli arasında kalan Munzur Vadisi; endemik bitki türleri, hayvan türleri ile zengin bir flora ve hayvan varlığı' ya sahiptir. Vadi içerisinde ilk olarak bölgenin önemli ziyaret noktalarından olan Ana Fatma ziyaretgâhında duruyoruz. Ardından Munzur Gözeleri' ne doğru yola çıkıyoruz. Hem gözeleri hem de Munzur Baba ziyaretgâhını da görüp Tunceli merkezde Otelimize yerleşiyoruz.

2. Gün ( ERZİNCAN - ERZURUM – YAKUTİYE MEDRESESİ - ÇİFTE MİNARELİ MEDRESE )

Sabah otelimizde kahvaltımızı yaptıktan sonra Erzincan Girvelek Şelalesine doğru yola çıkıyoruz. Şelale gezimizden sonra panoramik şehir turumuzu gerçekleştiriyoruz ve Erzurum’a devam ediyoruz. Erzurum’a ulaşınca öğle yemeği için mola veriyoruz. Öğle yemeği sonrasında Erzurum’da Kongre Binasını, Üç Kümbetleri, Çifte Minareli ve Yakutiye Medresesini görüyoruz. Ardından Erzurum'a özgü ünlü Oltu taşının işlendiği Taş Han’ın görüyor ve alışveriş imkânı sunduktan sonra otelimize geçiyoruz.

3. Gün ( SARIKAMIŞ – KARS- ANİ HARABELERİ – İSHAKPAŞA SARAYI - DOĞUBEYAZIT )

Sabah otelimizde alacağımız erken kahvaltı sonrası Sarıkamış’a hareket ediyoruz. Yolumuz üzerindeki Çoban dede Köprüsü`nü resimliyor ve Sarıkamış şehitler anıtını görüp Kars istikametine doğru yola çıkıyoruz. Kars’a ulaşıyoruz ve sırası ile Kars Kalesi, Taş Köprü, Alexander Nevski Kilisesi(Fethiye Cami) gezimizi yaparak öğle yemeği molası veriyoruz. Mola sonrasında aracımıza binerek yola devam ediyoruz ve Ani harabelerine ulaşıyoruz. Ermenistan sınırımızı çizen Arpaçay’ının dibinde bulunan;  Ermeni ve Selçuklu kültürüne ait anıtsal yapılarıyla ünlü kentte; Katedrali, Surp Kirkor ve Surp Pirgiç (Keveli Kilise) Kiliselerini, Menücehr Camini ve Kervansarayını geziyoruz. Aracımıza binerek yolumuza devam ediyoruz ve yolda ağrı dağına karşı mola verip fotoğraflar çekiyoruz. Fotoğraf molası sonrası yola revan olup Doğubayazıt’a hareket ediyoruz. Doğubayazıt’ta 99 yıllık yapım süreci ve muhteşem manzarası bulunan İshakpaşa sarayına varış. 116 odalı sarayda türbe, cami, surlar, iç ve dış avlular, divan ve harem salonları, koğuşlar bulunur. Buraları da gezdikten sonra Konaklama için otelimize geçiyoruz.

4. Gün ( VAN – KEDİ EVİ - AKDAMAR ADASI – TUŞBA ANTİK KENTİ )

Sabah Otelde kahvaltımızı yapıp Muradiye şelalesine hareket ediyoruz. Adını Bağdat seferine çıkan Sultan IV. Murat'tan alır. Şelalenin yüksekliği 18 m'dir. Sadece şelalenin güzelliği değil, çevresinde oluşan bitki örtüsü de ilgimizi çekecek. Muradiye şelalesi gezimiz ve serbest zaman sonrasında Van’a hareket ediyoruz. Van kalesi ve kedi evi ziyaretlerimiz sonrasında öğle yemeği için mola veriyoruz. Öğle yemeği sonrasında Akdamar adasına doğru hareket ediyoruz. Bizi bekleyen teknelerimize binerek (ÜCERET DÂHİL) Akdamar adasına doğru hareket ediyoruz. Ada, Gevaş ilçesinin sınırları dâhilindeki Akdamar Adası'nda yer almaktadır. Adanın güneydoğusuna kurulmuş olan kilise, Kutsal Haç adına Vaspurakan Kralı I. Gagik tarafından 915-921 yılları arasında Keşiş Manuel'e yaptırılmıştır. Kilisenin kuzeydoğusundaki şapel 1296-1336 tarihlerinde, batısındaki jamaton 1763 tarihinde, güneyindeki çan kulesi 18. yüzyıl sonlarında ilave edilmiştir. Kuzeyindeki şapelin ise, tarihi bilinmemektedir. İlk yapıldığında saray kilisesi olan yapı, sonradan manastır kilisesine dönüştürülmüştür. 2007 yılında geçirmiş olduğu yenileme sonucunda Anıt Müze olarak hizmete girmiştir. Rehberimizden bilgi alıp fotoğraf çekimlerimizi yaptıktan Tatvan’daki otelimize geçiyoruz.

5. Gün ( AHLAT- SELÇUKLU MEZARLIĞI – NEMRUT KRATER GÖLÜ – TATVAN – BİTLİS )

Sabah otelde kahvaltımızı yaptıktan sonra aracımıza binerek Van gölü kenarından Bitlis Ahlat' a gidiyoruz. Bitlis’in Van Gölü kıyısında, Nemrut ve Süphan dağları arasında naif ilçelerinden Ahlat, Türklerin Anadolu’ya giriş kapısıdır. Bu tarihî belde doğal güzellikleri ve bereketli ovası nedeniyle Urartulardan Osmanlılara dek pek çok devlet ve hanedana kucak açmıştır. Bu topraklar geçmişte sinesinde barındırdığı her medeniyetten izler taşır. Öyle ki burası Selçukluların “İslam’ın Kubbesi”, Osmanlıların “Ata Şehri”, Evliya Çelebi’nin ise “Oğuz Taifesi Şehri” dediği memlekettir. Meyve bahçeleriyle bezeli ufak bir yamaç üzerine kurulu Ahlat’ ta bir taraftan Van Gölü’nün maviliğini seyrederken diğer taraftan da Türkiye’nin üçüncü büyük dağı Süphan Dağı’nın karlı zirvelerini izleyebilirsiniz. Derin tarihî hüviyeti Ahlat’ ı bir açık hava müzesine dönüştürmüş. Eski Ahlat’ ın merkezine Harabeşehir adı veriliyor. Burası başta Selçuklular olmak üzere geçmiş medeniyetlerden kalma kale, cami, köprü, hamam ve zaviye kalıntılarıyla dolu dev bir açık hava müzesi. Burada aynı zamanda dünyanın en büyük Türk-İslam açık hava mezarlığı da bulunuyor. Zamana meydan okuyan mezar taşları ve özellikle kümbet tipi mezar yapıları Ahlat’ı cazibe merkezi hâline getiriyor. Kaynaklara göre Orta Asya’dan Anadolu’ya nakledilmiş ve en güzel örneklerini Ahlat’ ta vermiş kümbetlerin 100’ü aşkın örneğini görmek mümkünmüş bir zamanlar. Fakat bunlardan 15 kadarı günümüze sağlam ulaşabilmiş. Bu rakam dahi tüm Türkiye’de bulunan kümbetlerin toplamından fazlaymış. 13. – 15. yüzyıllar arasında inşa edilen Ahlat kümbetlerinden en değerlileri ise Şeyh Necmeddin, Erzen Hatun, Usta Şagirt ve Bayındır kümbetleridir. Ahlat’ ta hayranlıkla gezdikten sonra Diyarbakır’a yola çıkıp havalimanında uçuşumuzu gerçekleştiriyoruz.